Aspendos
Antalya'nın en çok ziyaret edilen antik kentlerinden Aspendos, sadece Anadolu'nun değil tüm Akdeniz dünyasının en iyi korunagelmiş Roma Dönemi tiyatrosuna sahip olmasıyla ünlüdür.
Kent, Serik ilçesinin yaklaşık 8 kilometre doğusunda, bölgenin en büyük nehirlerinden Köprüçay (antik Eurymedon) yakınlarındaki tepe düzlüğünde kurulmuştur. M.Ö. 5. yüzyılda basılmış sikkelerinde adı "Estvediys" olarak geçer. Anadolu kökenli bu ad, kentin çok eskilerden beri yerleşim gördüğünün kanıtıdır. Akdeniz ile ulaşımını ve gelişmesini yakınındaki nehre ve dolayısıyla çevresindeki bereketli topraklara borçlu olan Aspendos'ta bugün, çoğunlukla tiyatro ve su yolları ziyaret edilir. Kente ait diğer yapıların kalıntıları ise tiyatronun yaslandığı tepenin düzlüğünde yer alır.
M.Ö. 6. yüzyılda Pers egemenliği altında bulunan Aspendos'un adı, M.Ö. 468 yılında, Eurymedon Nehri ağzında konuşlanan Pers donanmasının Atinalı Kimon’a yenilmesiyle öne çıkmıştır. Aspendoslular, M.Ö. 333’te kente giren Büyük İskender'e hileli yollarla direnmeye çalışsa da sonuçta teslim olmuşlar ve yapılan antlaşmaya göre şehirde yetiştirilen ünlü atlardan vermeyi ve vergi olarak yüklü miktarda altın ödemeyi kabul etmişlerdir. İskender'in ölümüyle kent, Helenistik krallıkların eline geçmiş; M.Ö. 133’te diğer kentler gibi Roma’ya bağlanmış; Roma egemenliği sırasında, 2. ve 3. yüzyılda büyük gelişme göstermiştir. Aspendos’ta bugün görülen ünlü yapıların çoğu, Roma Dönemi’nden kalmadır. MS 7. yüzyılda Arap akınlarından büyük ölçüde etkilenen Aspendos, 12. yüzyılda yöreye gelen Selçuklular tarafından alınmış ve tiyatronun bir kısmı saray olarak kullanılmıştır.
Eşsiz bir akustiğe sahip olan Aspendos Tiyatrosu, gerek mimari özellikleri gerekse iyi korunagelmişliği ile Roma Dönemi tiyatrolarının günümüzdeki en seçkin temsilcilerinden biridir. Tanrılara ve devrin imparatorlarına adanan yapı, Roma tiyatro mimarisinin ve yapım tekniğinin son çizgilerini sergiler. Devrinin görkemli yapılarından biri olan Aspendos Tiyatrosu, 15-20 bin kişilik bir kapasiteye sahiptir. İmparator Marcus Aurelius Dönemi'nde (M.S. 161-180), Theodoros'un oğlu mimar Zeno tarafından inşa edilmiştir.
Tiyatronun yanı sıra kentin görülesi bir diğer görkemli yapısı, su yollarıdır. Aspendos su yolu sistemi, antik su yollarının günümüze dek korunagelmiş en iyi örneklerinden biridir. Genel görünümü, yaklaşık 1 kilometre uzunluğundaki kuzey-güney konumlu kemerli köprünün her iki ucundaki su basınç kuleleri oluşturur. Kentin suyu, tepede yer yer görülebilen ana kayaya oyulmuş armut şekilli sarnıçlarda toplanırken, M.S. 2. ve 3. yüzyıllarda tüm yapılarla beraber su yolu sistemi geliştirilerek suyun daha düzenli olarak elde edilmesi sağlanmıştır. Tiyatronun yaslandığı, yer yer sur duvarları ile çevrili tepenin üzerinde ise kent merkezinin yapıları olan agora, bazilika, anıtsal çeşme, meclis binası, anıtsal tak, cadde ve Helenistik tapınak yer alır.
Aspendos'a gelmişken; antik tiyatro yolu üzerindeki etkileyici Tarihi Aspensos Köprüsü'nü de ziyaret etmeyi unutmayın.